X kuşağı, Y kuşağı derken bir de Z kuşağı çıktı. Kendimi hep X kuşağında görme eğiliminde olmuşumdur. İşe ve işyerine sadakatim, kişisel başarıdan çok takım başarısına olan inancım, kariyer aptallarına tahammülsüzlüğüm, reklam kokan konuşmaları içten içe alaya almalarım... X kuşağıyım diye düşünürüm. Parayı dert etmeden, işe göre çalışıp sonra terfi , zam isterim. Aldığım maaşa göre çalışmam. Fazla mesaiye kalındığı için iptal ettiğim etkinlikleri, yanan tiyatro - konser biletlerimi çok laf etmem. Tatilde aranmaktan rahatsız olmam ...
Oysa hep bir tarafım var ki, içimde sık sık karşıma çıkan bir taraf. Anarşistliğin alev alev yandığımı, bütün düzeni beğenmeyip elimde kırmızı bir kalem ile düzeltme isteği, çok kırmızılı olduğu için yıkıp herşeyi baştan yapma gerekliliği. Darbe öncesi kuşağın genlerinde olan birşey mi? Yoksa darbeyi daha bilinçaltı kodlanmamışken yaşamış yaşayan gençliğin akibeti mi ? Darbe zamanında 0*6 yaş arasında olan çocukların, bebeklerin içine kazınmış olabilir mi ?
Bir karşıyım otorite dedikleri düzene, bir karşıyım sisteme, ve dahasında sistemsizliğe . Sizinde içinizde var mı o anarşistlik, yoksa siz darbe sonrası doğup üniversitede "cool" takılmak için mi yeşil parkalar içinde rol yaptınız ? Ben yeşik parka giymedim, eylemlerde ön sırada olup slogan atmadım ama ne iş yaparsam yapayım; hangi konuyu incelersem inceleyeyim yıkıp herşeyi yeniden yapasım var.
Bu açıdan bakında ben hangi kuşağım acaba ?
Herkese iyi haftalar