Pazartesi, Mayıs 21

Bir Ayım Bile Yok !




Kim bilir kaç kere girdim bu kapıdan
Kim bilir kaç kere evi dinlemeden çıkardım ceketimi
Kim bilir kaç defa bu mavi koltuğa yığıldım kaldım ...

Ve sense seni özlemediğimi sanıyorsun.

Kim bilir kaç kere varmışsın gibi kapadım gözlerimi
Kim bilir kaç kere sen varmışsın gibi açtım
Ve yine kim bilir kaç kere özledim de, diyemedim.

Ve sen beklemediğimi sanıyorsun seni.

Oysa en iyi sen bildin beni, ustanın heykelini bilmesi gibi
Ve yine en iyi sen bilirdin beni
Sende bilmediğini sanıyorsun !!!


Pazar, Mayıs 13

Kelimeler Bitince

Bugün bilmediğim dillerde şarkılar dinliyorum, sözsüz, kelimesiz müzikler. Ağzımda birikmiş bütün kelimeler, öyleki onları söylemiyorum bile, taşıyorlar kenarlardan ...

İçim kalabalık bugün, aklım kalabalık, ağzım kalabalık. Oysa ne de dingin şu deniz, şu rüzgar ...

Makasın zamanla giderek daha çok açılan ağzı gibiyiz seninle. Zamanla birbirimizden ayrılsakda, birbirimizden bu kadar zıt hayatlar yaşasak da, yanyana oturmuşluğumuz, oynamışlığımızdı bizi zaman zaman birleştiren. Bir arkadaş, bir tanıdıkdı belki bir haber verip, bir haber götüren.

Oysa sen şimdi kocaman kadın olmuştun, sanki ben halen küçük kız. Oysa senin şimdi iki tane kızın olmuştu, saçları aynı sen, gözleri aynı sen. Ve sen makasın o açılarak uzaklaşan ucundan düşmeyi seçtin. İki küçük kızı bırakarak hem de anneler gününde ! Ve ben anne olmak daha bilemezken, hiç bir fikrim yokken sen anne olmuş ve gitmiştin.

Nur için de yat !

Hayat ne garip, bir varmış bir yokmuş ... 

Çarşamba, Mayıs 9

Hani Zaman Herşeye İlaçmış Ya !

İnsan bir ömür yalnız kalabilir gibi. Sadece şu panik atak anları olmasa. Hani zaman herşeye ilaçtı ? Hani aşklar gelir ve geçerdi ? Oysa rüzgar ile sadece biraz uzağa gidiyor ve yine bir gece ansızın seni yalnız yatağında kıskıvrak yakalıyıveriyor gibi. Sonra A yüzünden B yüzüne geçen kaset gibi sende sondan başa gidiveriyorsun ve yine ilk şarkı ve yine zaman geçmiş ve hiç birşeye çare olamamış.

Zaman geçerken farkındasın aslında canının yanmalarının ve yine farkındasın aslında geçici anestezi gibi uyukladığının. Ne zaman etkisi geçince zamanın, yine neşter atılmış yerin sancısı ve acısı taa yanıbaşında, daha da artarak yakıyor canını. Yarana sahip çıkamazken daha tekrar tekrar hayal kırıklıklarının üzerine düşmeler ve yeniden yineden ve yeniden kanayan / derinleşerek devam eden yaraların.


Bıkmaların isyana dönsede zaman zaman, isyanın aslında çaresizliğinin ta kendisi. Ne kadar büyükse isyanın o kadar sahici çaresizliğin. Nefesin olmasada bir adım atmaya yine de umudun varsa bir nefes daha olacağına, beklersin. İçinde tuttuğun nefes daraltsada seni, bütün damarlarını hissetsende ve beynin parçalanacak gibi olsada biliyorsun ki bir nefes daha var. Dünya gözü ile bir görümlüğün ve olmaz ya belki bir kelamı var kulaklarının daha duyacağı. Sırf bir umut için kolay vermeyişin o nefesi ve bırakamayışın. Bırakıversende zaten kendinden birşey kalmayacak geriye ....

Salı, Mayıs 8

Yaraların Senindir

En çok senindir yaraların, yaralanmaların. En çok senindir, en çok senin canın yanar ... Ve nasıl bakarsın yaralarına ? Sarıp sarmalar mısın? her 2 dk bir ilaçlar mısın? uzun uzun anlatır mısın ne olduğunu ? Yoksa saklar mısın, göstermezsin kimlere .

Ben pek bakmam yaralarıma, çok korkarım ama yaralanmaktan. Düşmekten, kırılmaktan, zarar görmekten. Ama bir kere yaralandım mı da, bir sonrası gelmez aklıma. Hatta bazen ben kendim çeker kopartırırım yaraların kabuklarını; bile bile kemiririm kenarından kenarından. Ne ilaç süresim gelir, ne bakım yapasım. Farketmeden de elim hep yaranın üzerindedir, canımı yaka yaka yine de oynarım işte.

Siz nasıl bakarsınız yaralarınıza ?

Gevezeyim Bugünlerde

Çenem düştü, balkona çıkıp güneşte yatan kediye , damda duran martıya, esen rüzgara, geçen kadına laf atasım var. Ne diyeyim ? diye bir saniye bile düşünmeden, aklımda o an ne oluyorsa ondan bahsedesim var. Var da var işte.

Bilmediğim kişilere sanki yıllardır biliyor gibi sarılasım, bir gün gördüğüm birine kırk yıllık dost muamelesi yapasım var. Bütün kalıpları kırıp, kırılmış kalıptan yavaş yavaş sızıp toprağa karışasım var.

Bugünlerde öyle bir gevezelik var.