Çarşamba, Aralık 27

Tahinli Rulo

Tahin, bana kışları hatırlatıyor. Soğuk ve alakaranlık sabah kahvaltılarını. Acıkdığımı, yediğimi bile anlamadığım zamanları. Nasılda yermişim diyorum kendime, tahin-pekmezi. Şimdi bir kaç lokma alsam kilo alacağım diye aklım çıkıyor. Şimdilerde de alacakaranlık sabahlar oluyor ama niye ise o zamanki kadar karanlık gelmiyor. Bunda sürekli güneşli havaların olmasınında etkisi var. Artık bulut bile dolaşmıyor Ankara'da. Sabahlardan akşamlara geçiş yapar isek, bu akşam çayın yanına oldukça kolay bir tarif denedim. Tarifi Ümit Usta'dan aldım. Hem çok kolay hem de çok doyurucu.

Malzemeleri :
- 2 adet yufka
- 2 çay bardağı tahin
- 2 çay bardağı şeker
- yarım çay bardağı sıvı yağ
- 1 su bardağı ceviz
- isteğe bağlı olarak tarçın


Önce fırın 175 dereceye açılarak işleme başlanır.Tahin ve sıvı yağ bir kapta karıştırılır. Sonra açılan yufkalardan birine yarısı fırça yardımı ile sürülür. Üzerine bir çay bardağı şeker serpilir ve cevizin yarısı serpilir. Daha sonra sıkı olacak şekilde rulo haline geitirilir. Ümit Usta burada iki parmak kalınılığında kesilir diyor. Ama ben onun değil kendi parmak ölçümü kullandım. Birer parmak olur ise sayısı artıyor, pişme süresi azalıyor ama kuruma ihtimalide var. Ben yaklaşık birer parmak boyunda kestim. Kesilen parçalar iç yukarıya bakacak şekilde yağlı tepsiye dizilir. İkinci yufkada aynı işleme tabi tutulur. Fırına verilir ve fırın 200 dereceye alınır. 29 dakika sonra, üzeri kızarınca çıkartılır ve çayın yanında afiyetle yenir.


Ben sıcakken tadına baktım, kıtır kıtır ve güzeldi. Şimdi dinlendiler, kıtır kıtır değiller ama yine güzeller.

Afiyet olsun

Limon Çiçeği

Perşembe, Aralık 21

Bir Çay Dükkanı - Premium Steap

Çayı oldum olası sevmedim. Bizim oralarda çay biraz demli olur. Küçük ince belli bardakta, tabiri caiz ise zift gibi siyah olarak içilir. Benim gelişim çağımda bu içeçek hiç güzel gelmezdi. İçmedim, uzun bir süre. Belki bir bardak, o da açık. Hele ki normal çayın dışında içerisine iran çayı veya kaçak çay diye tabir ettiğimiz başka çaylar ile harmanlanmış çayları hiç içemezdim. Şanslı olmalıyım ki, nane, kuşburnu çayları imdadıma yetişti. Ve herkeste olan bir çay içelim alışkanlığı ben de kahveye dönüştü. Ders çalışma ve daha sonra çalışma süresince kahve çok tüketemediğim için, aslında kahve öyle çay gibi iki bardak arka arkaya içilen birşey değil zaten, başka çay arayışlarım devam etti.

Premium Steap photo by K. Ciappa

Phildelpia'daki arkadaşımda denediğim ve çok hoşuma giden çayları ikinci gün gidip almıştım. Şimdi çaylarımın dibi gelmeye başlayınca, burası ile ilgili biraz araştırma yaptım. Malesef US dışına göderdiklerini belirten bir ibare yok. Artık gelenden isteyeceğim.

Ben iki tip çay almıştım. İkisi de yeşil çay , bir tanesi " yasemin ve naneli", diğeri ise " passion fruit". İkincisinin türkçeye çevirilmişi bir anlam ifade etmediği için çevirmedim. Bizim lokman hekimlerden farklı bir dükkan. İçeri girdiğinizde, oturabileceğiniz bir kaç koltuk var. Ve raflarda onlarca kavanoz. İsterseniz orada içebiliyorsunuz, isterseniz alıp evinizde. Çayların isimlerini okurken, bukadar da çeşit olabileceğini hiç düşünmediğimi farkettim. Hatta bunların hepsini ka. günde denerim hesabı bile yaptım. Sizi gülümsemesi, çok özenli kıyafeti ile orta yaşlarında bir bayan karşılıyor ve çaylarını size isterseniz saatlerce anlayabiliyor.

Çayların yanında çay aparatlarını bulmakda mevcut. Ben valizimde kırılmayacaklarına emin olmadığım ve önümde gezerek geçireceğim daha bir hafta olduğu için ilgilenemedim. Ama çok zarif çay takımları bulmak mümkündü. Ohjoy'un blogundan çekmiş olduğu fotoğrafı buldum. Bakınız,


Dükkanın adı Wayne Tea Salon,adresi ise PREMIUM STEAP 111S 18th Street Philadelpia.
Umarım bu kadar kaliteli, güzel ve çeşitli çayları Ankara'da da bulabilirim.

Limon Çiçeği

Bu Tad Dayanılmaz

Ne zaman üşüsem canım böyle şekerli birşeyler ister. Bu şekerli isteği son 10 senedir yerini çikolataya bıraktı. Ama öyle herhangi bir çikolata değil. Bazen ülker çikolatalı gofret, bazen bitter, bazen king top, bazen browni... Hal böyle olunca markete yeni gelen ürünleri mutlaka bir dener, kendimce not verirdim. Uzun bir zamandır hazıra konmak yerine, kendim birşeyler yapma çabasındayım. Fakat dün hazırlıksız yakalandım. Canım çikolatalı bir şeyler istiyor, ama böyle hem yumuşak hem tatlı hem sağlıklı. Sağlıklı kısmını mantığım istiyor, canım değil ! Markette Milka'nın Lila Stars serisine yeni eklenmiş bir ürün gözüme çarptı. Üzümlü... Bu bizim çikolata kaplı fındık draje mantığının üzüme uygulanmışı. Üzüm hem de siyah, yani sağlık maddesi sağlandığından gönlüm rahat. Hemen bir tane aldım ve sevdiğim, bitmesinden korkmadığım herşeyde olduğu gibi dibini görmeden bırakmadım. Ve karşınızda yeni keşfedilmiş Milka Lila Stars-Üzümlü.


Size bitmiş paketinin de fotoğrafını göstermek isterdim, ama yine canım ister diye hemen uzaktaki bir çöp kutusuna attım. Neyseki akşam almışlarda, sabah sabah canım istemesine neden olmadı. Ama bu yazı sanki beni bir daha markete gönderecek gibi geldi.

Afiyet Olsun

Limon Çiçeği

Pazar, Aralık 17

YE Etkinliği ve Kabak

Bu ayki YE etkinliğine katılmak için perşembeden tarif karıştırmaya başladım. Ama istediğim klasik kabak tatlısı değildi. Nasıl etsem, ne yapsam diye düşünürken iki tarifi karıştırmanın fena olmayacağını keşfettim. İsimi olduğunu sanmıyorum, isim anneliği yaparsam "Turuncu Kabak Sarma" derim.

Malzemeleri :
- 500 gr un (yaklaşık 5.5 su bardağı un)
- 1 yumurta
- 1 paket yaş maya
- 1 paket vanilya
- 250 miligram süt
- 1 çay bardağı sıvı yağ
- yarım kilo dilimlenmiş veya rendelenmiş kabak
- 12 yemek kaşığı şeker
- 1 yumurta sarısı
- 1 fiske tuz

Sütü ısıtıp içerisine 8 yemek kaşığı şeker ve mayayı karıştırdım. Biraz bekledikten sonra yumurta, yağ, bir fiske tuzu ekledim. Ellere yağışmayan yumuşak bir hamur elde edecek şekilde unu ekledim ve yoğurdum. 2 saata yakın kalorifer dibinde ağzı kapalı kapta beklettim. Bu arada dilimlenmil kabakları, 4 yemek kaşığı şeker ve bir paket vanilya ile kısık ateşte pişirdim. Aslında vanilyayı pişmeye yakın ekledim. Ve kabaklar ezilince altını kapatıp soğumaya bıraktım.



Hamuru unlu tezğahta açtımi ortasına kabak karışımı ekleyerek çeşitli şekiller vererek kapattım. Üzerine de yumurta sarısını fırça yardımı ile sürdüm. Önceden ısınmış, 200 derecelik fırının önce alt sonra üst telinde toplam 30 dakika kadar pişirdim. Bir miktar hamurun içine ise kayısı marmeladı sürerek aynı işlemi yaptım. Uzun süre pişirirseniz sertleşme ihtimali var. O yüzden yüksek ısıda kısa zamanda pişirmek en doğrusu.

Tam fırındayken dayımlar annemi bırakmak için geldiler. Onlara da kısmetmiş. Biraz geç olduğu için sadece tadımlık kadar yediler.

İçerisine fındık, fıstık ve ceviz koyulabilir. Benim dişlerim bir müddet böyle sert yiyecekleri yemeye uygun olmayacak. Bu yaşımda tellerim oldu. Herkesin başına geliyor galiba, yaş kaç olursa olsun.

Güzel haftalar

Limon Çiçeği

Pazar, Aralık 10

Verimli Bir Pazar - Kurabiyeler ve Kayısılı Kek

Ankara'da yine güneşli bir haftasonu vardı. Böyle zamanlarda, erken kalkıp, peceremi sonuna kadar açmayı seviyorum. Haftasonun keyfine vardığıma karar verdiğimde mutfağa uğradım. Bu haftasonu bir diş operasyonum olduğu için pek yemek yiyemedim. Ama pazartesi çayın yanı boş olmaz değil mi ? Bende sade ve kakaolu kurabiye, tuzlu susamlı kurabiye ve kayısılı kek yaptım.
Markete indiğimde Hüner margarinin kampanyasını gördüm. İki adet alırsanız size kelebek ve kalp kurabiye kalıplarından veriyor. Bende işte şans deyip hemen aldım. Kurabiyelerim kalpli, kelebekli oldular. Birde sade ve kakaolu iki hamur hazırlayınca, biraz oynadığımı itiraf ediyorum. Fena da olmadı :))

Kurabiye malzemeleri :

-1 paket oda sıcaklığında margarin
- 1 su bardağı şeker, 1/2 su bardağı pudra şekeri
- 3 su bardağı un
- 1 paket vanilya
- 2 yemek kaşığı kakao


Magarin, pudrave toz şekeri krem kıvamına gelinceye kadar karıştırdım. Daha sonra vanilya, un ekleyerek iyice yoğurdum. Hamuru ikiye ayırıp, bir kısmına kakaoyu ekleyerek dinlenmeye bıraktım. Bir saat sonra, fırını 175 dereceye getirerek işe başladım. Yağlı kağıt serili tepsilerime kalpli, kelebekli şekilleri yerleştirdim. Kimi kalplerin üzerine çikolata parçaları, kimi kelebeklerin üzerine sade hamurdan benekler yerleştirdim. Benim için zevkli bir oyundu. Uzun zamandır hamur ile bu kadar oynamamıştım. 20. dakikada tepsileri alt-üst ettim.30-35 dakikada ise pişmişlerdi.

Sonra susamlı tuzlu kurabiyeler için kandil simidi tarifimi kullandım. Niye ise bugün hem tatlı hem tuzlu tarifler denemek istedim. Önce bunları çubuk şeklinde yapmaya çalıştım. Fakat çubukarlı susama batırmak zor olacağı için hemen fikir değiştirip dikdörtgen şekillere geçtim.


Kek tarifini şekerli vanilin üzerinden aldım.
Malzemeleri :
- 125 gr margarin
- 1 su bardağı toz şeker
- 2 yumurta
- 2 su bardağı un
- 1 paket vanilya
- 1 paket kabartma tozu
- kuru kayısı


Kuru kayısıları biraz sıcak suda beklettim ve küçük parçalara ayırdım. Şekeri ve margarini iyice karıştırdıktan sonra yumurtaları tek tek kırdım ve her kırmadan sonra iyice karıştırdım. Ayrı bir kapta un, vanilya ve kabartma tozunu karıştırdım ve ekledim. Kuru kayısıları da ekleyip yağlı kalıpa döktüm ve 40-45 dakika kadar fırında pişirdim.

Pazartesi, Aralık 4

Papaya ve Ananaslı Kurabiye

Aldığım kitaplarım kitaplığımın yemek kısmında yerini aldı. Hafta sonu 2-3 saatimi fotoğraflarını incelemek, tarifleri anlamak ve ölçüleri çevirmek ile geçirdim. Evdeki malzemeler ile hangi tarifi değiştiririm diye uzun incelemelerimden sonra Cookie Bible kitabından bir tarifi denemey karar verdim. Kurabiye tarifi ama öyle parça parça kurabiyelerden değil. Bir tepside pişiriyorsun, küçük küçük kesip soğutup servis yapıyorsun. Benim dolabımda aylardır duran papaya ve ananas kuruları vardı. Bu tarifte onları kullandım. Siz de elinizdekilere göre çevirebilirsiniz.

Malzemeler :
- 200 gram erimiş tereyağı/margarin
- ½ su bardağı pudra şekeri
- 2 ½ su bardağı un
- 1 kaşık nişasta
- 2 kaşık meyve suyu veya su
- 2 tatlı kaşığı tereyağı
- ¾ su bardağı şeker
- ½ su bardağı şurup (ben hazır aldığım maple şurup kullandım)
- 2 yumurta
- 1 paket vanilya
- 3 su bardağı kuru ananas ve papaya



Fırını 175 dereceye aldım ve tarifi yapmaya başladım.Pudra şekerini ?powered sugar? yapmak için pudra şekeri, nişasta ve meyve suyunu pürüzsüz hale gelene kadar karıştırdım. Sonra 200 gram eritilmiş tereyağı ile karıştırıp, unu ekledim. Beş dakika kadar hamuru beklettim , 1 cm kalınlığında olacak şekilde yağlanmış tepsiye serdim ve fırına verdim. 20 dakika kadar pişirdim. Üzerinin hafif kızarması gerekiyor. Bu arada, 2 tatlı kaşığı yağı eritip biraz soğumaya bıraktım. Soğumaya bırakmaz isem yumurtaları pişiriyor. Tecrübe ile sabittir. Şekeri, yumurtayı, vanilyayı ve şurubu ekledim ve homojen hale gelene kadar karıştırdım. Daha sonra kuru meyve parçalarını ekledim ve hamurun üzerine dağıtarak tekrar fırına verdim. 25-30 dakika sonra çıkardım. Küçük küçük parçalara ayırdım, soğumaları için telin üzerine aldım. Ilıkken tadına baktığımda benim çok hoşuma gitti. Soğuk halinin yorumlarını tadıcılarımdan alacağız . Artık yeni yeni tarifler ile karşınızdayım. Gelen 4-5 kitabı rağmen aklım halen alamadığım, ağır olur diye vazgeçtiğim kitaplarda.

Limon Çiçeği