Cuma, Ocak 5

Nergis Sever misiniz ?

Bayram da vakit bulup birşeyler deneyemedim. Bunun eksikliğini önce tanıdıklarım, sonra da iş arkadaşlarım vurguladı. Halbu ki ben, o kadar da tembellik yapmamıştım. Annemin yapmış olduğu bülbül yuvası ve baklavayı fotoğraflamıştım. Onun tarifini oturup annem ile beraber uzun uzun yazacaktım. Hiç de sevmem bu "..tım,...dım" ile biten kelimeleri. Bunun nedeni ben değilim. Fotoğraf makinem bilgisayarıma küstü. Evet küstü. Nedenini bulamıyorum. İş yerimdeki bilgisayarıma da küsmüş. Akşam artık yapılması gerekenler yapılacak ve haftasonu blog annemin yaptıkları ile süslenecek.

Bu bayram evimizde pek çok çiçek vardı. Hani demet çiçeğe kıyamayız ya! Biz bu bayram kıydık. Önce benim Kızılay'da gezerken fark ettiğim ve ne kadar özlediğimi fark ettiğim nergisleri aldım. Öyle bir buket yetmedi, iki tane aldım. Eve gelip salonun ortasına yerleştirdim. Bayram sabahı bizim evimizin erkeği (erkek kardeşim) annem ve bana ayrı ayrı olmak üzere iki adet gül almış. Misler gibi kahvaltı sonrası çayımızı içerken pembe gülümü seyrettim, nergislerimin önünde.



Bu nergisler neden böyle güzeldir bilmem ama bana hep güzel şeyleri hatırlatmıştır. Öyle özel birinin vermişliği falan da yok, öylesine bir aşk benimkisi. Görüldüğü yerde alınacak, alınması uygun değil ise derin bir nefes ile koklanacak. Bir ara yetiştirmeyi bile düşünmüştüm ama evdeki diğer çiçekleride anneme bıraktığım için vazgeçtim. Sizde nergis sever misiniz ? Hiç düşünmediz mi ? Fark mı etmediniz ? O zaman ilk gördüğünüz yerde içinize çekerek bir koklayın bakalım.

İyi haftasonları