Çarşamba, Ekim 21

Gerçekler Acıdır

Biz Kadınlar ! Bu konu yüzyıllardır bizim dikkatimizi çeker, nerede buna benzer bir yazı görsek durur okuruz, nerede böyle bir film konusu varsa kızları toplar gider seyrederiz, olmadı bir akşam evde toplaşır izler, yorumlar yapar, kendimizi işin içine katarız. Bu zaafımızda bilindiğinden senaristler hiç boş bırakmaz bu alanı, her yıl mutlaka en az bir filmle karşılaşırız. Güzel kadın (bu biziz) başarılıdır, akıllıdır ve gel gör ki gönül işlerinde başarısızdır. İşte aynı biz; güzeliz, akıllıyız, başarlıyız ve yalnızız. Doğru mu? Doğru. Ve diğer başrol oyuncusu; yakışıklı, farklı açılardan etkileyici, bizim başarı anlayışımızdan farklı olsada kabul etmemiz gereken bir başarısı mevcut. Ve bu işte hayalimizde “Mr. Big”. Tabi ki mutlu son olmalı, ne olmalı ne yapmalı ve mutlaka mutlu sona ulaşmalı. Biz Türkan Şoray, Hülya Koçyiğitli eski türk filmlerinden öyle biliriz; bir son vardır o da mutludur. Aksi halde filimin ikincisi kesin çekilecektir. Oysa bir taraftanda tarihin derin izleri vardır: Aslı ile Kerem, Ferhat ile Şirin ve Leyla ile Mecnun. Onlar mutlu sona erişememişlerse de eski zamanların çaresizliğidir der ve biz göreceli daha yeni filmlerdeki mutlu sonlara döneriz.



İşte bu filmde, bir kere daha iki cinsin ne kadar farklı olduğunu, ne kadar anlaşamaz olduğunu ve sonunda mutlaka birbirlerini kabul ettiklerini anlatıyor. Filmin sonunu söylemiş olmaktan hiç mi hiç gocunmuyorum, zira siz zaten böyle olacağını en baştan biliyorsunuz. Gülmek için, güzel 2 saat geçirmek için ve dünyanın geri kalanını biraz olsun unutmak için tavsiye edeceğim bir film. Sinema seyretmeniz önemle rica olunur, aksi takdirde yakışıklı erkek oyuncumuzu büyük boy göremezsiniz.

İyi seyirler